Skip to main content
Bilgi

İmalat Sektöründe Risk Yönetimi Teknikleri

İmalat sektörünün dinamik dünyasında, zorlukların üstesinden gelmek öngörü, uyum ve risk yönetimine sağlam bir yaklaşım gerektirir. Enflasyon ve tedarik zinciri aksaklıkları gibi makroekonomik değişimlerden ülkelere özgü jeostratejik gelişmelere kadar, manzara sürekli değişmektedir. Buna yapay zekâ, endüstri 4.0 ve büyük veri işleme gibi yeniliklerin yükselen potansiyeli de eklendiğinde, günümüzde üretim yönetiminin neden her zamankinden daha fazla dikkat ve uzmanlık gerektirdiği anlaşılıyor. Bu makale hem yurt içinde hem de küresel ölçekte üretim alanında kullanılan teknikleri inceleyerek, süreklilik ve istikrarı sağlamak için iç görüler, çözümler ve stratejiler sunuyor.

 

Rakamlarla Türkiye İmalat Sektörü

Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın verilerine göre 2019 yılında Türkiye imalat sanayii ihracatı 171 milyar dolar, ithalatı ise 162 milyar dolar olmuştur. 2020 yılı UNIDO “Rekabetçi Endüstriyel Performans Endeksi” verilerine göre, Türkiye 152 ülke içerisinde 29. sırada yer almış ve imalat sanayii katma değerinin GSYH içerisindeki payı 2018 yılında %17 olarak gerçekleşmiştir.

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Temmuz 2023 Raporu’na göre yeni siparişlerde küresel ticaret akımlarında görülen yavaşlama, sektörün daralmasında etkili olarak Küresel İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi® (PMI), son 7 ayın en düşük düzeyinde gerçekleşmiştir.

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Türkiye İmalat Sanayiinin Yapısal Analizi Raporu’na göre Türk İmalat Sanayi’nin GSYH içindeki %16,9 olan payı 2021 yılında %22,6’ya yükselmiştir. Türkiye imalat sanayisi ihracatı 19 yılda yaklaşık 5 kat artış sağlayarak 213 milyar dolara ulaşmıştır.

 

İmalat Sektöründe Karşılaşılan Başlıca Riskler

İmalat sektörü çok çeşitli süreçleri, teknolojileri ve insan etkileşimlerini kapsayan devasa bir yapıdır. Karmaşıklığı göz önüne alındığında, kaçınılmaz olarak çeşitli risklere açıktır.

 

Birçok alt sektörden oluşan imalat sanayiinde sektörel bazda farklı risk faktörleri bulunur. Örneğin, 31.000’e yakın işyerinde 150.000’e yakın kişinin istihdam edildiği metal sektöründe ekonomik koşullar, düzenleyici değişiklikler, pazarlama stratejileri, teknolojik atılımlar, tedarik zinciri kesintisi gibi genel risklerin yanı sıra enerji maliyetleri, hammadde temini, küresel metal fiyatları ve çevresel kaygılar gibi sektöre özel riskler de dikkate alınmalıdır. Diğerleri ile karşılaştırıldığında metal sektörü en yüksek finansal riske sahip olarak değerlendirilmektedir. 6 Şubat 2023 günü, İskenderun bölgesini vuran ve bölgedeki fabrikaları mücbir sebep haline getiren yıkıcı depremin ardından, Türkiye’nin doğusundaki çelik ticareti ve üretimi durma noktasına gelmiştir. Özellikle ülkemiz için üreticilerin deprem benzeri coğrafi koşullara uyum sağlaması, gelecekte tartışılacak ana risk unsurlarından biri olacaktır.

1 4 jpg - İmalat Sektöründe Risk Yönetimi Teknikleri - 2024 -

Türkiye’deki alt sektörlerde en önemli finansal risklerin kısa vadeli borçlar, işletme varlıklarının yönetimi ile karlılık olduğu bilinmektedir. Diğer temel risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır.

Tedarik Zinciri Aksaklıkları: Tedarik zincirindeki bir kırılmanın dalgalanma etkisi felaket olabilir. Jeopolitik gerilimler, ticaret savaşları, doğal afetler ve hatta grevler gibi faktörler hammaddelerin veya mamul malların zamanında bulunmasını engelleyerek teslimatta gecikmelere ve potansiyel pazar payı kaybına yol açabilir.

Makroekonomik Zorluklar: Enflasyon ve ekonomik daralma satın alma gücünü ciddi şekilde etkileyebilir. İmalat sektörü için bu durum talebin azalması, üretim maliyetlerinin artması ve bütçe ayarlamalarına ihtiyaç duyulması anlamına gelebilir.

Jeostratejik Gelişmeler: İmalat şirketleri, özellikle de küresel ayak izine sahip olanlar, jeopolitik değişimlere karşı dikkatli olmalıdır. Uluslararası ilişkilerdeki değişiklikler, gümrük tarifeleri, yaptırımlar veya bölgesel çatışmalar hem kaynakların mevcudiyetini hem de pazara erişimi etkileyebilir.

Teknolojik Başarısızlıklar: Sektör ileri teknolojilere ve makinelere daha fazla bağımlı hale geldikçe, teknik arıza riski de artmaktadır. Bu sadece üretimi etkilemekle kalmaz, aynı zamanda güvenlik endişelerine de yol açabilir.

Kalite Kontrol Sorunları: Üretim hataları veya kalite düşüşleri ürün geri çağırmalarına, davalara ve bir markanın itibarında önemli hasara yol açabilir.

Ülkeye Özgü Riskler: Faaliyet gösterilen her ülkenin kültürel, siyasi ve ekonomik nüanslarını anlamak çok önemlidir. Yerel düzenlemeler, iş kanunları ve hatta toplumsal normlar gibi faktörler yeterince ele alınmazsa risk oluşturabilir.

Fikri Mülkiyet Tehditleri: Artan küresel rekabetle birlikte, patentler, tasarımlar veya ticari sırlar şeklinde olsun, fikri mülkiyet hırsızlığı veya ihlali riski artmaktadır.

Türkiye’de sanayinin yüzde 80’ini oluşturan imalat sanayiinde olası bir daralma durumunda, kapasite kullanım oranının düşmesi ile birlikte hem büyüme negatif etkilenir hem de aynı kapasite ile daha az mal üretilince, üretim maliyetleri artır. Bu kısır döngüyü kırmak amacıyla imalat sektöründe risk yönetimine yönelik bir erken uyarı sistemi konusunda çalışmalar yapılmaktadır.

 

Risk Analizi ve Değerlendirme Yöntemleri

Etkili bir risk analizi ve değerlendirme süreci, üretim işletmelerinin yalnızca güvenlik açıklarını tespit etmelerine değil, aynı zamanda risk müdahale stratejilerini önceliklendirmelerine de yardımcı olur. İşte bu alandaki profesyoneller tarafından yaygın olarak kullanılan bazı yöntemler:

Tehlike ve İşletilebilirlik Çalışması (HAZOP): Bu yöntem, süreçlerdeki anormallikleri veya standart işletim prosedürlerinden sapmaları belirlemek için beyin fırtınası oturumlarına odaklanır. Şirketler potansiyel nedenleri ve sonuçları inceleyerek önleyici ve hafifletici tedbirleri formüle edebilirler.

Hata Modu ve Etkileri Analizi (FMEA): İmalat sektöründe önemli bir araç olan FMEA, ürünlerin veya süreçlerin potansiyel hata modlarını, sonuçlarını ve olasılıklarını değerlendirir. Bu sayede şirketler iyileştirilmesi veya dikkat edilmesi gereken kritik alanları belirleyebilir.

Kantitatif Risk Değerlendirmesi (QRA): Bu yaklaşım, belirlenen risklerin olasılığını ve etkisini ölçmek için sayısal değerler kullanır. Riskleri sayısallaştırarak, üreticiler yüksek öncelikli endişeleri ele almak için kaynakları daha etkili bir şekilde tahsis edebilirler.

Risk Matrisi: Bir olayın ciddiyetini olasılığına karşı çizen görsel bir araç. Üretim yöneticilerinin riskleri görsel olarak tanımlamasına ve önceliklendirmesine olanak tanıyarak daha iyi karar vermeyi kolaylaştırır.

Senaryo Analizi: Üreticiler, farklı gelecek senaryolarını (tedarik zinciri aksaklıkları veya teknolojik arızalar gibi) öngörerek, çok çeşitli potansiyel zorluklarla başa çıkmak için stratejiler geliştirebilirler.

Papyon Analizi: Tehlikeler, en önemli olaylar ve sonuçlar arasındaki nedensel ilişkilerin grafiksel bir gösterimi. Engellerin ve kontrollerin kapsamlı bir görünümünü sunarak risklerin nasıl yönetilebileceğinin anlaşılmasına yardımcı olur.

SWOT Analizi: Genellikle iş stratejisiyle ilişkilendirilse de SWOT (Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar, Tehditler) risk değerlendirmesine de uygulanabilir ve üreticilerin güçlü yönlerinden yararlanmalarına ve zayıflıklarını ele almalarına olanak tanır.

3 3 jpg - İmalat Sektöründe Risk Yönetimi Teknikleri - 2024 -

Etkin Risk Yönetimi Stratejilerinin Önemi

İmalat gibi karmaşık bir sektörde etkili bir risk yönetimi stratejisi, bir işletmeye öngörülemeyen zorluklar ve belirsizlikler karşısında yol gösteren bir pusula görevi görür.

İş Sürekliliği: Üretim işletmeleri, hammadde tedarikinden bitmiş ürünlerin teslimatına kadar kesintisiz bir operasyon akışına güvenir. Etkili risk yönetimi, öngörülemeyen olaylar meydana geldiğinde bile iş operasyonlarının devam etmesini sağlayarak minimum kesinti sağlar.

Finansal İstikrar: Beklenmeyen riskler, ele alınmadıkları takdirde, önemli mali kayıplara yol açabilir. Bu riskleri proaktif olarak yönetmek, maliyet aşımlarını, davaları veya potansiyel cezaları önleyerek kar hanesini korur.

İtibarın Korunması: Günümüzün anlık bilgi paylaşımı çağında ister kalite sorunu ister tedarik zinciri kesintisi olsun, üretim sürecindeki herhangi bir kayma şirketin itibarına zarar verebilir. Etkili risk yönetimi sayesinde işletmeler bu potansiyel halkla ilişkiler kabuslarını hafifletebilir veya tamamen önleyebilir.

Operasyonel Verimlilik: Potansiyel darboğazların veya güvenlik açıklarının tespit edilmesi, üretim firmalarının operasyonlarını düzene koymalarını sağlar. Şirketler riskleri önceden ele alarak süreçlerini maksimum verimlilik için optimize edebilirler.

Stratejik Karar Alma: Potansiyel risklerin net bir şekilde anlaşılmasıyla, şirket liderleri daha bilinçli kararlar verebilir. İster yeni bir pazara girmek ister yeni bir teknolojiye yatırım yapmak veya bir üretim hattını değiştirmek olsun, riskleri değerlendiren bir yaklaşım daha iyi sonuçlar elde edilmesini sağlar.

Güvenlik ve Uyumluluk: İmalat sektörü genellikle karmaşık makine ve ekipmanlar içerir. Risk yönetimine öncelik vermek, çalışanların güvenliğini ve yerel ve uluslararası güvenlik standartlarına uyumu sağlar.

Uzun Vadeli Büyüme ve Esneklik: Risk yönetimine öncelik veren şirketler, değişim karşısında uyum sağlamak ve büyümek için daha donanımlıdır. Fırsatları daha kolay belirleyebilir ve gerektiğinde dönerek uzun vadeli başarı ve esneklik sağlayabilirler.

6 4 jpg - İmalat Sektöründe Risk Yönetimi Teknikleri - 2024 -

 

Teknolojik Yenilikler ve Risk Minimizasyonu

Teknolojik evrimin hızlı temposu imalat sektörü için bir ikilem oluşturmaktadır. Yenilikler optimizasyon ve büyüme için inanılmaz fırsatlar sunarken, aynı zamanda yeni riskleri de beraberinde getiriyor.

Dijitalleşen dünyada, yüksek teknoloji ve katma değer üreten öncü Türkiye için, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’ne göre hazırlanan yol haritasında yüksek teknoloji ve inovasyon, dijital dönüşüm ve sanayi hamlesi, girişimcilik, beşerî sermaye ve altyapı bileşenlerinden oluşan bir strateji açıklanmıştır.

5 1 jpg - İmalat Sektöründe Risk Yönetimi Teknikleri - 2024 -

Türk imalat sanayiinin genel görünümüne yönelik yapılan bir çalışmada, yerli firmaların ağırlıklı olarak düşük ve orta-düşük teknoloji yoğun sektörlerde; yabancı firmaların ise, ortayüksek ve yüksek teknoloji yoğun endüstrilerde yoğunlaştığı görülmektedir. Bunun doğal bir sonucu olarak, Türk imalat sanayinde yenilik faaliyetleri yerli firmalardan ziyade, daha çok yabancı firmalar ekseninde ortaya çıkmaktadır. Doğrudan yabancı sermaye girişleri ve yurtiçi Ar-Ge harcamaları da gelişmekte olan ülkeler ile dünya ortalamasının gerisinde kalmaktadır.

Teknolojik yenilikleri benimsemek üretim dünyasında risk minimizasyonu için oyunu değiştirebilir.

Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimi: Yapay zeka odaklı araçlar makine arızalarını öngörebilir, tedarik zincirlerini optimize edebilir ve hatta pazar taleplerini tahmin edebilir. Bu teknolojiler, büyük miktarda veriyi analiz ederek potansiyel riskleri önceden ele alabilecek iç görüler sağlar.

Endüstri 4.0: Genellikle dördüncü sanayi devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0, akıllı üretim süreçlerini kapsar. Buna IoT (Nesnelerin İnterneti) özellikli cihazlar, gerçek zamanlı veri analitiği ve bağlı makineler dahildir. Birbirine bağlılık daha iyi izleme, anında geri bildirim ve hızlı adaptasyon sağlayarak operasyonel riskleri önemli ölçüde azaltır.

Büyük Veri İşleme: Üreticiler, geniş veri kümelerini analiz etme becerisiyle kalıpları, eğilimleri ve anormallikleri belirleyebilir. Bu, bilinçli kararlar alınmasına, potansiyel risklerin tespit edilmesine ve riskler artmadan önce bunlara karşı koyacak stratejilerin formüle edilmesine yardımcı olur.

Robotik ve Otomasyon: Otomatik sistemler insan hatasını azaltır, tutarlı kalite sağlar ve insan işçiler için tehlikeli olabilecek ortamlarda çalışabilir. Bu sadece riskleri en aza indirmekle kalmaz, aynı zamanda verimliliği de artırır.

Tedarik Zinciri Yönetiminde Blok Zinciri: Blok zinciri teknolojisi tedarik zincirlerinde şeffaflık ve izlenebilirlik sağlar. Her işlemin değişmez bir kaydını tutarak, üreticiler malzemelerin kaynağını kolayca izleyebilir, parçaların orijinalliğini sağlayabilir ve sahte ürünlere karşı koruma sağlayabilir.

Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR): Bu teknolojiler eğitim, bakım ve ürün tasarımı için kullanılabilir. Sürükleyici deneyimler sunarak çalışanların iyi hazırlanmasını ve makinelerin bakımlı olmasını sağlar, böylece riskleri azaltır.

Siber Güvenlik Çözümleri: Üretim dijital olarak daha bağlantılı hale geldikçe, siber saldırı tehdidi de artıyor. Özel verileri korumak, operasyonel sürekliliği sağlamak ve olası ihlallere karşı korunmak için sağlam siber güvenlik önlemleri uygulamak çok önemlidir.

 

Başarılı Risk Yönetimi Uygulamaları

Başarılı imalat şirketlerinin uygulamalarından yola çıkarak, değerini kanıtlamış bazı risk yönetimi uygulamalarını burada bulabilirsiniz:

Bütünsel Risk Değerlendirmeleri: Başarılı işletmeler, silo yaklaşımı yerine riski bütünsel bir bakış açısıyla ele alır. Bu, riskleri üretim sahasından yönetim kurulu odasına kadar anlamayı kapsar ve operasyonel, stratejik veya finansal her potansiyel tehdidin dikkate alınmasını sağlar.

Sürekli İzleme: Riskler statik değildir; evrim geçirirler. En iyi imalat firmaları, gerçek zamanlı geri bildirim sağlayan izleme sistemlerine yatırım yaparak değişen risk ortamlarına anında uyum sağlayabilmelerini ve yanıt verebilmelerini sağlar.

Fonksiyonlar Arası İş birliği: Risk yönetimi sadece bir departmanın sorumluluğunda değildir. Başarılı uygulamalar, üretimden finansa, İK’dan lojistiğe kadar departmanlar arasında iş birliğini içerir. Bu, kapsamlı bir anlayış ve azaltma stratejisi sağlar.

Çalışan Eğitimi ve Farkındalığı: Her üretim işletmesinin kalbinde çalışanlar yer alır. Düzenli eğitim oturumları, atölye çalışmaları ve farkındalık programları çalışanların riskleri tanıma, raporlama ve ele alma konusunda donanımlı olmalarını sağlar.

Senaryo Planlaması: Şirketler çeşitli risk senaryolarını simüle ederek bir dizi sonuca hazırlanabilir. Bu proaktif yaklaşım, işletmelerin acil durum planlarına sahip olmalarını sağlayarak krizler sırasında müdahale sürelerini kısaltır.

Paydaş Katılımı: Tedarikçiler, müşteriler ve düzenleyiciler de dahil olmak üzere paydaşlarla etkileşim kurmak, dış risklerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur. Açık iletişimi teşvik ederek, üreticiler değişiklikleri öngörebilir ve buna göre uyum sağlayabilir.

Düzenli Denetimler ve İncelemeler: Süreçlerin, sistemlerin ve kontrollerin periyodik denetimleri güvenlik açıklarının belirlenmesine yardımcı olur. Düzenli incelemeler risk yönetimi stratejilerinin güncel ve etkili olmasını sağlar.

Teknolojiyi Kucaklamak: Daha önce de belirtildiği gibi, teknolojik gelişmeler risk minimizasyonu için güçlü araçlar sunmaktadır. Önde gelen Türk üreticiler, potansiyel risklerin önüne geçmek için yapay zekâ, büyük veri ve Endüstri 4.0 gibi teknolojilerden yararlanmaktadır.

Geri Bildirim Döngüsü Oluşturma: Kuruluşun her kademesinden geri bildirim alınmasını teşvik etmek, risk yönetiminin dinamik bir süreç olarak kalmasını sağlar. Zemin seviyesindeki çalışanların görüşleri genellikle daha yüksek yönetim seviyelerinde gözden kaçabilecek risklere ışık tutabilir.

Özelleştirilmiş Sigorta Poliçeleri: Özel sigorta poliçeleri ile öngörülemeyen durumlara karşı koruma sağlamak, işletmelerin finansal bir güvenlik ağına sahip olmasını sağlar. Bu, ekipman arızalarından sorumluluk taleplerine kadar her şeyi kapsayabilir.

Bu uygulamaların güzelliği, uyarlanabilir olmalarında yatmaktadır. İster niş bir pazar için lüks ürünler üreten bir Türk şirketi ister küresel talepleri karşılayan büyük ölçekli bir üretici olsun, bu stratejiler benzersiz ihtiyaçlara uyacak şekilde uyarlanabilir, esneklik, süreklilik ve büyüme sağlar.

Karmaşık süreçleri ve karşılıklı bağımlılıkları ile imalat sektörü, muazzam fırsatların ve aynı derecede önemli zorlukların kavşağında durmaktadır. Sağlam risk yönetimi tekniklerinin uygulanması, teknolojik yeniliklerin gücünden yararlanılması ve başarılı uygulamaların benimsenmesi, dirençli ve müreffeh bir geleceğin sağlanmasında çok önemli adımlardır.

Ancak stratejilerin ve araçların ötesinde temel bir ilke yatmaktadır: uyarlanabilirlik. Üretim dünyası gelişmeye devam edecek ve bununla birlikte risklerin doğası da dönüşecektir. Değişimi kucaklamak, sürekli öğrenme kültürünü teşvik etmek ve bilgi sahibi olmak, şirketleri sadece riskleri azaltmak için değil, aynı zamanda onları yenilik ve büyüme için katalizör olarak kullanmak üzere konumlandıracaktır.

Mükemmel bir risk yönetimi planı oluşturmak daha riskli işlere girme imkânı sağlar. Risk alan bir tutum şirketlere daha büyük ödüller getirebilirken, risk yönetimi planları riskleri kontrol etmeye ve sonuçlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Eğer siz de imalat sektöründe faaliyet gösteren bir işletmeyseniz ve sektörünüze özel risk yönetimi tekniklerini uygulayarak sürekli ve istikrarlı bir strateji oluşturmak istiyorsanız, bizimle iletişime geçin.

Bu gönderi şu adreste de mevcuttur: English